Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılma
GİRİŞ
Ülkemizde kuruluşunun kolaylığı, ortakların sorumluluğunun sınırlı olması gibi nedenlerle limited şirketler diğer şirketlere kıyasla daha fazla tercih edilmektedir.
Limited şirkette ortakların limited şirketten ayrılması ise iki yolla olur: Bunlar esas sermaye payının devri ve şirketten çıkmadır. Bu makalemizde çıkma konusundan TTK. 638/2 uyarınca “ortağın haklı sebebe dayalı olarak çıkma hakkı” işlenecektir.
HAKLI SEBEPLE ÇIKMA
Türk Ticaret Kanunun 638 maddesinin 2. Fıkrasında limited şirkette ortakların haklı sebebin varlığı halinde şirketten ayrılabilecekleri düzenlenmiştir. Bu hakkın kullanılabilmesi için şirket sözleşmesinde öngörülmüş olması da gerekmez. Madde şöyle der; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir”.
Haklı sebep genel anlamda, ortaklık ilişkisinin devamını çekilemez hale getiren durumdur. Bu durum ortaklık işlerinden ya da ortaklık işlerinden kaynaklanmış olabilir. Durumun meydana gelmesinde çıkacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının kullanılması açısından önem arz etmemektedir.
Nelerin haklı sebep teşkil edeceği kanunda sayılmamıştır. Fakat uygulamada, ortaklığın sürekli olarak zarar etmesi, uzun bir süredir kâr dağıtılmamış olması, ortaklardan birinin şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, ortağın kendisine düşen asli görevleri yerine getirmemesi, ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketi kötüye kullanması gibi durumlar haklı sebep kabul edilmektedir.
Haklı sebepler yukarıda yazılı hallerden ibaret değildir. Her somut olayda haklı sebep bulunup bulunmadığı, çıkma hakkını kullanan ortağın kişisel özellikleri ve şirketin yapısı da göz önünde bulundurulmak üzere ayrı ayrı incelenir.
Haklı sebepleri olduğunu düşünen ortak, bu davayı şirkete karşı şirketin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde yöneltmelidir.
KONU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay’ın, limited şirkette ortağın haklı sebeplerle çıkması hakkında birçok kararı bulunmaktadır. Bu kararlardan bir kısmını aşağıda sunuyoruz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.06.2013 tarih ve 15246/12937 sayılı kararı şöyledir:
“…şirket müdürü vasi F. Y.’in davalı şirketi zarar uğrattığını, Ş. Y. hakkında güveni kötüye kullanmaktan dolayı şikayette bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini ileri sürerek, öncelikle haklı sebeple davalı şirketten çıkmaya izin verilmesi ve paylarının gerçek değerine denk gelen ayrılma akçesinin ödenmeyen karlarla birlikte davalı şirketten tahsiline” şeklindedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.11.2015 tarih 5107/ 12189 kararı şu şekildedir:
Davacı limited şirket ortağı haklı nedene dayanarak ortaklıktan çıkarılmasını istemiş ve mahkemece ortağın şirketten ayrılması isteminin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı ortak vekili temyiz etmiştir. Dava, haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ortaklıktan ayrılma talebinde haklı olduğuna kanaat getirildiğine göre 6102 sayılı TTK’nın 638’inci maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, davacının şirketteki ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine şeklinde hüküm kurulması doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarih 9798/ 14978 kararında şu ifadelere yer verilmiştir:
Dava, muhik sebeplere dayalı olarak limited şirketten çıkmaya izin verilmesi ve sermaye payının ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının şirketin iştigal konusu ile bilgi, görgü ve tecrübeye sahip olmamasının tek başına çıkma için haklı sebep oluşturmayacağı, davacının bunun haricinde haklı sebep sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı iddiasında sadece mahkeme gerekçesinde haklı sebep olup olmadığı irdelenen nedene değil, ayrıca şirket müdürü olan kardeşinin, kendisine şirket hakkında bilgi vermekten de kaçınmasına, taraflarınca yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kalmasına da dayanmıştır. O halde mahkemece, davacının dayandığı tüm sebepler ve buna ilişkin deliller de değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacının şirketten çıkmasını gerektirecek haklı bir sebebin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
DAVACI ORTAK ŞİRKET’TEN NELER TALEP EDEBİLİR ?
Ayrılmak isteyen ortak, davada haklı sebepleri ortaya koyduktan sonra mahkemeden dava süresince, ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına ya da durumunun teminata alınması amacıyla tedbir kararı verilmesini isteyebilecektir.
Ortağın nihai talebi ise esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesidir. Bunun hesabı ise konusunda uzman bilirkişilerce yapılacak değerlendirme sonucunda ortaya çıkacaktır. Bu değerlendirme yapılırken şirketin sahip olduğu tüm değerlerin kaydi değil, gerçek rayiç bedellerinin hesaplanması gerekmektedir. Buna göre şirket değerinin belirlenmesinde şirketin yaşayan ve devam eden bir sistem olduğu göz önünde tutulmalı, şirketin faaliyet alanı, müşteri portföyü, marka değeri, gelecekte yapacağı iş potansiyeli gibi olguların da dikkate alınması gerekmektedir.
Hesaplanan bu ayrılma akçesi kural olarak şirket tarafından ortağa nakden ödenecektir. Ancak tarafların bu konuda anlaşması durumunda ayni ödeme yapılması da söz konusu olabilecektir.
Ortak, ayrılma akçesinin dışında kar payı kendisine ödenmemişse kar payının tahsilini de isteyebilecektir.
Av. Bilal Küçükşengün