GİRİŞ
Merhabalar. Bugün velayet konusunu konuşucaz. Boşanma davalarında çocuğun velayetinin kime verileceği konusundaki değerlendirme nasıl yapılır? Buradaki kriterler nelerdir? Çocuğun yaşı önemli midir? Çocuğunun görüşü ne ölçüde dikkate alınır. Videomuzda tüm bu sorular ve daha fazlasına cevap vericez.
GENEL BİLGİLENDİRME
Evlilik birliği devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Evlilik birliğinin boşanma ile son bulması halinde ise artık velayet anne ve babadan birine verilecektir.
Gerek müvekkillerimden gerekse izleyicilerden bana gelen sorulardan anladığım kadarıyla bu konuda çok ciddi bilgi eksikliği bulunmakta. Örneğin; iki çocuğumuz var boşanınca, biri anneye, biri babaya verilir dimi, diye soranlar olduğu gibi; kız çocuğunun anneye, erkek çocuğunun babaya verileceğini zannedenler de bulunmakta. Yada, çocuğun velayetinin direk olarak maddi durumu daha iyi olan tarafa verileceğini düşünenler de çoğunlukta.
Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” dır. Bununla kastedilen; çocuğun bedensel ve fikri gelişiminin gerçekleşmesi için en uygun ortamın araştırılmasıdır. Bu araştırma yapılırken mahkemenin dikkate alacağı belli kriterler bulunmakta. Nedir bunlar üzerinde tek tek duralım.
1- İlk olarak Çocuğun yaşından başlayalım; çocuğun yaşı, velayetin kime verileceği noktasında en önemli belirleyicidir.
Sıfır ila üç yaş grubundaki çocukların anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu kesindir. Hal böyle olunca; annenin ahlaki açıdan uygun olmayan davranışları mesela seks işçisi olarak çalışıyor bulunması yada işlemiş olduğu bir suçtan dolayı hükümlü olması bile çocuğun kendisine bırakılmasına engel teşkil etmeyebilir.
Bu yaş grubundaki çocukların velayetinin ancak sağlık açısından bir risk söz konusu olması, örneğin annenin kronik ve bulaşıcı bir hastalığı olması gibi durumlarda babaya bırakıldığı görülmektedir. Daha ilerleyen yaşlarda ise aşama aşama çocuğun anneye olan gereksinimi azalmakta dolayısıyla diğer koşulların uygun olması durumunda velayet babaya da bırakılabilmektedir.
2- Bir diğer kriter olan; Tarafların çocuğa bakma açısından uygun özelliklere sahip olması yada olmaması belirleyici bir kriterdir.
Örnek vererek anlatıyım; akıl sağlığının yerinde olmaması, alkol veya madde bağımlılığı veya bakım gerektiren bir hastalığa sahip olunması ve benzeri nedenler velayet isteyen taraf için olumsuz özelliklerdir. Dolayısıyla bunlardan birisi söz konusu olduğunda, velayet için takdir diğer taraf lehine kullanılacaktır.
Bunun dışında, tarafların meslekleri, ekonomik durumları, yaşadıkları ortam, adli geçmişleri, velayeti üstlenmek konusundaki isteklilikleri bu bağlamda değerlendirilmesi gereken diğer hususlar arasındadır. Tarafların çocuğun eğitime ne derecede kaynak (zaman, para, entelektüel kapasite vb.) ayırabileceği bu kapsamda incelenmelidir.
Ayrıca çocuğa sahsen bakma olanağı da önemli bir kriterdir. Çocuğun bakımının birebir olarak ebeveyni tarafından sağlıklı bir şekilde yapılmasının çocuk için olumlu etki sağlayacağı açıktır.
3- Mahkemenin dikkate aldığı diğer bir kritere geçiyorum. Birden fazla çocuk olması durumu. Burada, mahkeme boşanma sonrası çocukların aynı tarafa verilmesini daha doğru bulunmaktadır.
Boşanma sonrası ayrı ebeveynlere verilen çocuklar “ailenin parçalandığı” hissini daha fazla yaşayacağından bu durum çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek bir durumdur. Ayrıca farklı ebeveynlerle farklı şartlarda yetişen çocukların birbirleriyle iletişimlerinin sınırlanması ve dolayısıyla kardeşlerin birbirlerine karşı yabancılık yaşamalarına da sebep olmaktadır. Dolayısıyla, kardeşlerin ayrılmaması ve de velayetin aynı tarafa verilmesi sıkça yaşadığımız bir durumdur.
4- Son olarak yine önemli bir kriter olan, velayet konusunda Çocuğun görüşünün alınmasından bahsedicem.
Mahkeme uzman kişiler vasıtasıyla çocukla bizzat görüşerek, çocuğun olayları kavrayış biçimini ve psikolojik durumunu, anne ve baba ile olan ilişkisini inceleyecektir. Çocuk henüz idrak yaşında olmasa bile uzmanlar tarafından buna göre bir değerlendirme yapılacak ve özel olarak belirlenmiş görüşme teknikleri kullanılacaktır. Uzmanların dosyanın özelliğine göre anne ve baba ile, hatta üçüncü kişiler ile de görüşmeler yapması gerekebilir. Bu şekilde yapılacak görüşmelerle hem çocuğun zarar görmemesi hem de gerçek iradesinin ortaya çıkması sağlanır. Dolayısıyla velayet belirlenirken çocuğun görüşü de önemli bir kriterdir. Yanlız velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan, çocuğun üstün yararı gereği bezen kendi görüşünün aksine karar verilmesi de mümkündür. Bunu da vurgulayalım.
Evet yukarıda saydığım tüm kriterler çok önemlidir. Her olayın özelliğine göre farklılık göstermekle birlikte, bu kriterlerin bir tanesi belirleyici olabileceği gibi birden fazlası bir arada da belirleyici olabilir.
En nihayetinde mahkeme tüm bu kriterler doğrultusunda yapacağı değerlendirmeler ve alacağı uzman raporu sonucunda velayetin hangi tarafa verileceği konusunda bir karar verecektir. Bu karar ile beraber, diğer tarafın çocuk ile kuracağı şahsi ilişkinin de karar da belirlenmesi gereklidir. Mesela, çocuğun velayeti anneye verildi, çocuk babası ile hangi günlerde ne kadar süre görüşecek bunun kararda açıkça yazması gerekmektedir. Yine velayet kendisine verilmeyen tarafın çocuk için ödeyeceği nafaka miktarının da kararda belirtilmesi gerekir.
Evet videonun sonuna geldik. Bugün velayet konusu anlattık. Umarım verdiğimiz bilgiler faydalı olmuştur. Bir sonraki videoda görüşmek üzere. Hoşçakalın.