GİRİŞ
Merhaba arkadaşlar bugün fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davalarını konuşucaz. Türk Medeni Kanuna göre, “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmü yer almaktadır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davası açmak için üç şart gerekmektedir. Bunlar:
Şimdi bu üç şartı detaylı şekilde inceleyelim.
İlk şart taraflar arasında daha önce görülmüş bir boşanma davası olması ve bu davanın yani boşanma talebinin red ile sonuçlanmış olmasıdır. Taraflar arasında daha önce bir den fazla boşanma davası da görülmüş ve reddedilmiş de olabilir. Burada illa son açılan davaya dayanma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Diğer yandan ilk davanın hangi gerekçe ile reddedilmiş olmasının da bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan bu dayanak ret kararının kesinleşmiş olmasıdır.
Burada ortak hayatın kurulamaması ile kastedilen eşlerin evlilik birliği içerisindeki görevlerini yerine getirmek maksadıyla tekrar bir araya gelmemeleridir. Örneğin, taraflar arasındaki ilk boşanma davasının reddinden sonra taraflardan birinin ayrı bir şehre taşınması, kendine yeni bir hayat kurması ve bir araya gelmemeleri durumunda artık ortak hayat yeniden kurulamamıştır.
Bu davalarda ortak hayatın kurulamama sebebinin bir önemi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir kusur incelemesi yapılmaz. Örnek veriyorum. Taraflardan biri diğerinin yanına gidip kovulmuş olsa hatta o kişi başka birisini hayatına almış olsa dahi, ortak hayat kurulamamış kabul edilir ve bu kişinin açtığının davanın kabulü gerekir. Kaldı ki bu davalarda, eşlerden birinin artık başka birisini hayatına almış olması, ortak hayatın yeniden kurulamadığının da en önemli kanıtıdır.
Fakat, eşler arasında bu dönemde bir şekilde ortak hayat yeniden kurulmuşsa artık eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasının reddi gerekmektedir. Yargıtay konu ile ilgili bir kararında, “eşlerin yaz ayında bir süre aynı evde yaşadıkları ve karı koca hayatı yaşadıkları tespit edildiğinden ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğu kabul edilmeli ve eylemli ayrılık sebebine dayalı olarak açılan dava reddedilmelidir” ifadelerine yer vermiştir.
Fakat, salt bir araya gelmek ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına da gelmez. Örneğin, tarafların ortak çocuklarının sorunları veya kendileri ile ilgili bir konunun görüşülmesi için bir araya gelmeleri ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Buradaki değerlendirme her somut olayda mahkeme hakimi tarafından yapılacaktır.
Ortak hayatın yeniden kurulması ile ilgili ispat araçlarına da değinelim. Taraflar bu davada her türlü delile dayanabilirler. Uygulamada daha çok dayanılan deliller şöyledir:
Bu dava şartıdır. Dolayısıyla mahkemece kendiliğinden bu husus araştırılır.
Üç yıllık bekleme süresi boşanma tarihinin kesinleşmesinden itibaren başlar. Bu süre içerisinde taraflar arasındaki ortak hayat yeniden kurulamamış olmalıdır.
Buradaki üç yılın kesintisiz geçmesi gerekmektedir. Şöyle ki; diyelim ret kararı kesinleştikten sonra ortak hayat yeniden kuruldu ama devam edemediler ve bunun üzerinden üç yıl geçti. Artık bu dava açılamaz.
Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davalarındaki usule ilişin de kısaca değinelim.
Eşlerden herhangi biri bu davayı açabilir. Daha önce açılıp reddedilen boşanma davasının davacısı olmak şart değildir. Önceki davada, davalı olan taraf da üç yıllık sürenin sonunda bu davayı açabilir.
Bu davalarda boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının araştırılması gerekmez. Davayı açan kişinin, ortak hayatın yeniden kurulamaması konusunda kusurlu olup olmadığının da bir önemi yoktur. Fakat, boşanmanın ferileri niteliğindeki istekler için tabiki kusur araştırılması yapılaması gerekmektedir. Bu bağlamda; nafaka ve tazminat belirlemeleri yapılırken kusura yönelik de inceleme yapılacaktır.