GİRİŞ:
Merhaba arkadaşlar bir önceki videomuzda işe iade davasının şartlarından bahsetmiştik. Bu gün ise işe iade davasının prosedürü ve de sonuçları üzerine konuşucaz.
Yeni konuya başlamdan önce işe iade davasının şartlarını tekrar etmek istiyorum. Ne demiştik? Öncelikle o işyerinde en az otuz işçinin çalışıyor olması ve işçinin bu işyerinde en az altı aydır çalışıyor olması gerekmekteydi. Ve bununla beraber İşçi, işveren vekili veya işveren vekili yardımcısı statüsünde olmamalıydı. Ayrıca işçinin belirsiz süreli olarak çalışıyor olması ve işveren tarafından yapılan feshin tek taraflı olarak ve geçerli bir nedene dayanmaksızın gerçekleşmiş olması gerekmekteydi. İşte bu şartlar varsa artık işçi işe iade davası açabiliyordu.
DAVA AÇMA SÜRESİ
Hemen dava açma süresinden de bahsedelim. İşçi, bir ay içinde işe iade davası açmalıdır. Bu bir aylık sürenin başlangıcı feshin kendisine bildirilme tarihidir İşçi, bu süre içinde mahkemeye başvurmaması halinde artık bu davayı açamayacaktır.. Dava açma süresi hak düşürücü süre olduğundan hakim tarafından da re’sen dikkate alınacaktır.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Bu davada görevli mahkeme, iş mahkemesi, yetkili mahkeme ise işverenin ikametgahı mahkemesidir.
YARGILAMA SONUCU; DAVANIN KABULÜ HALİNDE
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; işveren, feshin geçerli veya haklı nedene dayanılarak yapıldığını ispat edemezse, davanın kabulüne karar verilecektir.
Mahkeme öncelikle feshin geçersizliğine ve bununla beraber işçinin işe iadesine karar verecektir. Mahkemenin verdiği kararın işçiye tebliğinden itibaren on iş günü içinde işçinin işe başlamak üzere işverene başvurması gerekmektedir. Bu süre de hak düşücü kesin süredir. İşveren, on iş günü geçtikten sonra yapılan başvuruyu kabul etmek zorunda değildir.
İşveren kendisine başvuruda bulunan işçi ile ilgili olarak bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde bir karar vermelidir. İşveren ya işçiyi geri alacak yada almayıp bunun sonuçlarına katlanacaktır.
İşverenin işçiyi İşe Başlatmaması Halinde; işçiye en az dört en çok sekiz aylık brüt ücreti tutarında tazminat ödemek zorundadır.Mahkeme bu miktarı belirlerken de işçinin o işyerindeki kıdemine ve fesih şekline bakacaktır. İşverenin söz konusu tazminatı ödeme yükümlülüğü bir aylık sürenin sonunda gerçekleşmiş olacaktır. Eğer, işveren işçinin talebi üzerine onu işe başlatır ise bu durumda artık bu tazminatı ödemeyecektir. Dolayısıyla burada bahsetmiş olduğumuz tazminat sadece, işçinin işe başlatılmaması durumu için geçerlidir.
Bir de mahkemenin hükmettiği; boşta geçen (yani yargılama boyunca çalışmadığı) süre için ödenen bir tazminat bulunuyor. Burada da 4 aylık ücretinin ve diğer yan haklarının işçiye ödenmesine hükmediliyor. Bu tazminat ise işçi işe başlatılsa da, başlatılmasa da her halükarda kendisine ödeniyor. Hatta, işçi bu dönemde başka bir iş yerinde çalışmaya başlasa ve hatta bu dönemin tamamını başka bir işyerinde çalışıyor olarak geçirse de yine bu tazminata hak kazanacaktır. Dolayısıyla, İşveren işçiyi işe başlatsa da başlatmasa da her halükarda işçiye 4 aya kadar boşta geçen süre için ücret ve yan haklarını(ikramiye, yemek uygulaması, zan vs ) ödemek zorundadır.
YARGILAMA SONUNDA MAHKEME İŞÇİNİN AÇMIŞ OLDUĞU DAVAYI REDDEDERSE;
İşe iade davasının reddi halinde mahkeme işveren tarafından yapılan feshin kanuna uygun geçerli ve haklı bir nedene dayandığını kabul etmiş olmaktadır.
Yanlız İşçi tarafından açılmış olan işe iade davası reddedilmiş olsa bile, işçinin kanuni olarak hak ettiği ve işveren tarafından kendisine verilmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve tüm sair işçilik alacakları ayrı bir dava ile tabiki şartları varsa işverenden istenebilir.
HEM İŞE İADE HEM DE KIDEM TAZMİNATLARI AYNI DAVADA İSTENEBİLİR Mİ?
İşe iade davası ile ilgili olarak bizlere çok fazla gelen bir soruya da burada cevap vermek istiyorum. Acaba işçi hem feshin geçersizliği ile işe iade talep edip, hem de tazminatlarını aynı davada talep edebilir mi? Hayır edemez. Zira bu ikisi birbiriyle çelişkili bir durum yaratır. Bir yandan işe iadenizi istiyor, bir yandan da kıdem ve ihbar tazminatını talep ediyorsunuz. Dolayısıyla aynı davada bunların talep edilmesi mümkün değildir. Peki bunlar aynı davada talep edilirse ne olur? Artık bu durumda mahkemenin davaların ayrılmasına karar vermesi gerekmektedir. İşe iade davasında verilecek kararın kesinleşmesi, kıdem ve ihbar tazminatı talep edilen davada bekletici mesele yapılmalıdır.
Tabi bu söylediklerim kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin. Ücret alacağı davası, yapısı gereği iş sözleşmesinin feshinden doğan bir dava değildir. İş ilişkisi devam ederken de işçi ücret alacağını dava edebilir. Bu yüzden işe iade davası ile ücret alacağının birlikte açılmaları mümkündür.