GİRİŞ
Merhaba arkadaşlar, Bugün şirketler hukuku üzerine konuşucaz. Konumuz limited şirketlerde haklı sebeple ortaklıktan çıkma davasıdır. Limited şirketler Türkiye’de en çok tercih edilen ortaklık türüdür. Sayıca bu kadar yoğun olarak kurulan limited şirketlerde ortaklar arasında bir takım uyuşmazlıkların çıkması ve bunun sonucunda da ortaklık ilişkisine son verilmek istenmesi çok doğal ve de karşılaştığımız bir durumdur.
Peki bir limited şirkette ortaksınız ve ortaklık ilişkisi pek de iyi gitmiyor, ayrılmak için haklı sebepleriniz var. Bu ortaklıktan nasıl ayrılabilirsiniz, Bunun şartları neler, prosüdürü nasıldır? Ayrılırken neler talep edebilirsiniz? Tüm bu sorular ve fazlasına videomuzda cevap bulacaksınız.
Çıkma, ortağın iradi olarak ortaklıkla arasındaki hukuki ilişkisi sonra erdirmesi anlamına gelir. Hemen belirtelim ki şirket esas sözleşmesinde bu konuda bir düzenleme varsa buraya göre talepte bulunulabilir. Fakat şirket sözleşmesinde böyle bir düzenleme olmasa dahi, Limited ortaklıkta ayrılmak için haklı bir sebebin gerçekleştiğini düşünen ortak her halükarda TTK 638/2 uyarınca bu imkandan yaralanarak haklı sebebe dayalı çıkma davası açabilecektir.
HAKLI SEBEP KAVRAMI
Buradaki kilit kavram haklı sebeptir. Peki haklı sebep nedir? Teorik olarak tanımlayacak olursak buradaki haklı sebep kavramı; ortaklık ilişkisini çekilemez hale getiren sebepler olarak kısaca tanımlayabiliriz. Bu herhangi bir ortaktan, onun faaliyetlerinden veya ortaklar arası münasebetten kaynaklanabilir.
Konunun daha iyi anlaşılması açısından uygulamada haklı sebep kabul edilen durumlar için örnekler vermek istiyorum; Mesela bir ortağın hesaplarda şirket aleyhine oynamış olması, başka bir örnek şirkete ihanet etmesi, şirketi kendi çıkarları için kullanmış olması, diğer ortağa şirketin işleyişi hakkında bilgi vermemesi, şirketin sürekli olarak zarar etmesi, uzun yıllar boyunca kar dağıtılmamış olması, şirketin atıl durumda olması, ortakların birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolması Yine başka bir örnek vereyim Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi gibi sebepler sayılabilir. Yalnız önemle vurgulamak istiyorum, haklı sebepler bu saydıklarımdan ibaret değildir. Bu saydıklarımız sadece daha çok karşılaşılan örneklerdir.
Bu haklı sebep her somut olayda incelenecek ve gerçekleşip gerçekleşmediğini takdir yetkisi de hakimde olacaktır. Hakim haklı sebebin gerçekleştiğine kanaat getirirse bu durumda kişinin ortaklıktan çıkmasına karar verecektir.
ÇIKMA KARARI VERİLDİ, SONUÇLARI NELERDİR?
Peki mahkeme çıkmaya karar verdi. Bunun sonuçları ne olacaktır. Biraz da bunun üzerine konuşalım..
Çıkan ortağa “esas sermaye payının gerçek değerine uyan” ayrılma akçesinin ödenmesi gerekir. Peki bu bedel nasıl hesaplanacaktır burası çok önemli. Şimdi bunun üzerine konuşalım.
Bu bedel konusunda uzman bilirkişilerce yapılacak değerlendirme sonucunda ortaya çıkacaktır. Bu değerlendirme yapılırken şirketin sahip olduğu tüm değerlerin kaydi değil, gerçek rayiç bedellerinin hesaplanması gerekmektedir. Buna göre şirket değerinin belirlenmesinde şirketin yaşayan ve devam eden bir sistem olduğu gözönünde tutulmalı, şirketin faaliyet alanı, müşteri portföyü, marka değeri, gelecekte yapacağı iş potansiyeli gibi olguların da dikkate alınması gerekmektedir.
Hesaplanan bu ayrılma akçesi kural olarak şirket tarafından ortağa nakden ödenecektir. Ancak tarafların bu konuda anlaşması durumunda ayni ödeme yapılması da söz konusu olabilecektir.
Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin yanında, ayrıyeten kar payı kendisine ödenmemişse bu kar payının tahsilini de talep edebilecektir.
SON OLARAK USULİ BİR TAKIM KONULARDAN DA BAHSEDELİM.
Bu dava ayrılmak isteyen ortak tarafından diğer ortaklara değil, şirket karşı açılır. Bu çok önemlidir. Çünkü uygulama bu hatanın çok fazla yapıldığını yani şirket yerine diğer ortağa veya ortaklara dava açıldığını görmekteyiz. Hayır burada dava açılacak kişi ortak olunan şirkettir.
Bu davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Yetkisi mahkeme ise davalı şirketin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Kısacası, bu davalar davalı şirketin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde görülür.