Merhaba arkadaşlar bir önceki videomuzda reddi miras konusuna giriş yapmıştık. Sizlere mirasın reddinin iki şekilde olabildiğinden bahsetmiştim, neydi bunlar birincisi mirasın gerçekten ikincisi ise hükmen reddiydi. Mirasın gerçekten reddi konusunu önceki videoda tüm detayları ile anlatmıştım. Bugün ise, diğer hal olan mirasın hükmen reddinden bahsedicem.
Mirasın hükmen reddi nedir? Mirası hükmen reddetmenin prosedürü nasıldır, herhangi bir süreye tabi midir? Sonuçları nelerdir? tüm bu sorular ve fazlasına videomuzda cevap bulacaksınız. Hazırsanız başlayalım.
Önceki videoda da bahsettiğim üzere, miras bırakanın ölümü ile beraber onun tüm malvarlığı aktifi ve pasifiyle beraber mirasçılarına geçer. Eğer mirasçılar bu malvarlığını istemiyorlarsa üç ay içerisinde mirasın reddi yönünde dava açmalıdırlar. Aksi halde mirası kabul etmiş sayılırlar.
Oysa bugün anlatacağım mirasın hükmen reddinde durum biraz farklıdır. Miras bırakanın öldüğü tarihte malvarlığı borca batıksa üç aylık süre içerisinde bu davanın açılması şart değildir. Çünkü, artık mirasçılar tarafından dava açılmasa dahi mirası reddettikleri farzedilir. İşte buna mirasın hükmen reddi diyoruz. Tek şartı ise, murisin mal varlığının borca batık olmasıdır. Peki borca batık olmak ne demektir, kısaca ondan bahsedelim. Borca batıklık, malvarlığında aktifin yani artı değerlerin, borçları karşılayamaması durumudur. Yoksa borçlunun aktif değerleri olabilir, ama borcu bundan fazlaysa işte burada borca batıklık söz konusudur. Daha iyi anlaşılması için basit bir örnek veriyim. Miras bırakanın öldüğü tarihte 500 bin liralık bir gayrımenkulü var, bunun dışında başkaca aktif bir malvarlığı yok; ama bununla beraber bankalara ve piyasaya da 1 milyon kredi borcu var. Bu durumda borcu aktifinden fazla olduğundan borca batıklık söz konusudur.
Fakat, hemen belirtiyim bu durumda da, mirasçılar yine mahkemeye başvurarak mirasın reddi yönünde karar talep edebilirler. Buna bir engel bulunmuyor ve burada üç aylık süre sınırı da yoktur. Ama az önce de bahsettiğim gibi, dava açıp bu yönde bir karar almasalar dahi, mirası reddetmiş oldukları karine olarak kabul edilir. Benim tavsiyem her halükarda, mirası reddetmek isteyen mirasçının, tereke borca batık olsa dahi, özellikle alacaklıların üzerine geleceklerini düşünüyorlarsa bu davayı açması ve mirası reddettiğini hüküm altına alması yolundadır.
Şimdi o durumdan da bahsedelim. Evet miras bırakanın terekesi borca batık. Bu nedenle, mirasçılar da herhangi bir dava açmamıza gerek yok diyip dava açmadılar. Ama bu sırada, miras bırakandan alacaklı bir kişi; mirasçılardan bu alacağı dava yoluyla istedi. İşte o zaman, kendi aleyhlerine açılan bu davada mirasçılar hükmi reddi savunma olarak ileri sürebilirler. Bu durumda mahkeme, bu itirazı hadise şeklinde değerlendirerek karara bağlayabileceği gibi, mirasçılara siz gibi mirası reddettiğinize dair dava açıp bana karar getirin, diyebilecektir.
Dava hasım gösterilerek açılır. Mirasın gerçekten reddi dediğimiz ve detaylarını önceki videomuzda anllattığımız durumda biliyorsunuz davayı açarken herhangi bir hasım gösterilmiyordu. Ama burada, muristen alacaklı olup dava açan kişiler hasım olarak gösterilir ve dava bu kişilere karşı açılır.
Bu durumda açılacak davalardaki görev ve yetkiden de kısaca bahsedelim. Görevi mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, muristen alacaklı olan kişinin ikametgahı mahkemesidir.
Bahsetmek istediğim bir önemli konu da, mirası reddetme niyetinde olan mirasçının hiçbir şekilde mirası kabul edici davranışta bulunmaması gerekir. Mesela az önce borca batıklığı anlatırken verdiğim örnek üzerinden gidiyim. Babasından kalan 500 bin lira değerindeki gayrımenkulü üzerine intikal ettiren mirasçı, sonradan 1 milyon borcu duyunca ben mirası reddediyorum diyemez.
Bu davalarda mahkemenin yapması gereken murisin malvarlığının tüm aktif ve pasifinin belirlenmesi ve buna göre de borca batıklığın olup olmadığının tespit edilmesidir. Tabi bu borca batıklık ölüm tarihi dikkate alınarak değerlendirilir. Mahkeme tüm aktiflerine bakacak; üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç ve tüm tüm menkul mallarını ve tüm borçlarını tespit edecek ve sonunda borçlar yani pasif kısım, aktiften fazla ise borca batık olduğundan irasın hükmen reddi hususunda karar verecektir. Uygulamada, mahkemeler bu tespiti yapması için genelde bir bilişirkişi görevlendiririler.
Önemli bir konuya daha değinmek istiyorum. Uygulamada çünkü bazen karşılaşıyoruz. Bazı durumlarda; mirasçıların açmış olduğu mirasın hükmen reddine ilişkin davada; karşı tarafı teşkil eden alacaklılar, murisin ölümünden önce mal kaçırdığını ve bu nedenle terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek, bunun da tespit edilmesini istiyorlar. Ama, mirasın reddine bakan mahkemenin bu konuda araştırma yapma yetkisi yoktur. Mahkeme az önce de bahsettiğim üzere sadece, aktif ve pasifi değerlendirir ve bunun sonucuna göre karar verir. Bu konuya da değinmiş olalım.